Güvenlik soruşturmasının ne olduğunu, atama işlemiyle olan ilgisini 19.06.2019 tarihli makalemizde yayınlamıştık. Ulaşmak için http://www.sobaci.av.tr/guvenlik-sorusturmasi-ve-arsiv-arastirmasi/ adresini tıklayabilirsiniz. İşbu yazımızın konusunu, “Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması” ve bu kurumun güvenlik soruşturması ile olan ilgisi oluşturmaktadır.
HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİYE BIRAKILMASI NEDİR?
Hükmün açıklanmasının geriye bırakılması, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5.maddesinde şu şekilde açıklanmıştır;
“Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl(2) veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Uzlaşmaya ilişkin hükümler saklıdır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukukî sonuç doğurmamasını ifade eder.”
Görüldüğü üzere; bu halde mahkeme, sanık hakkında bir hüküm vermekte; ancak belli şartlar dahilinde hükmün açıklanması geriye bırakılmaktadır. Hükmün açıklanmasının geriye bırakılması ile mahkeme tarafından kurulan hüküm, sanık hakkında hukuki bir sonuç doğurmamaktadır. Erteleme, takdiri indirim vb. gibi durumlarda mahkeme kararı birtakım hukuki sonuçlar doğrururken, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunda ortada sonuç doğuracak bir mahkeme hükmü yoktur. Mahkeme bir hükme varmış, ancak bunu açıklamamıştır.
HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMA ŞARTLARI NELERDİR?
SUÇA İLİŞKİN ŞARTLAR
Hapis Cezasına Hükmedilen Suçlar
Ceza Kanunu’nda düzenlenen tüm suçlar hakkında mahkeme hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararı veremeyecektir. Kanun belli başlı suçları, kapsam dışında bırakmıştır. İstisnai nitelikte olan bu suçlara burada yer vermemekteyiz. Genel itibariyle açıklanması geri bırakılacak olan hükümdeki hapis cezası miktarı 2 yıl veya daha az süreli olmalıdır. Bu anlamda suçun kast, olası kast, taksir veya bilinçli taksirle işlenmesi açısından hiçbir farklılık bulunmamaktadır. Önemli olan hükmedilen ceza miktarının 2 yıl veya daha kısa süreli olmasıdır.
Adli Para Cezasına Hükmedilen Suçlar
Adli para cezası, mahkemenin yaptığı yargılama sonucunda direkt olarak vereceği bir ceza olabileceği gibi hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi de mümkündür. Hakkında hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararı verilebilecek olan adli para cezası;
-Mahkeme tarafından doğrudan verilmeli ya da
-Hapis cezası ile birlikte verilmelidir.
Hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi halinde, hükmün açıklanması geriye bırakılamayacaktır.
SANIĞA İLİŞKİN ŞARTLAR
Sanığın Daha Önce Kasten İşlenmiş Bir Suçtan Mahkum Olmamış Olması
Mahkemenin hükmün açıklanmasının geriye bırakılması için ilk şart, sanığın kasten işlenen bir suçtan mahkum olmamasıdır. İşlenen suç sonucunda mahkemenin hapis yahut adli para cezası vermesinin bir önemi bulunmamaktadır. Sanık hakkında kasten işlediği bir suçtan kesinleşmiş bir mahkumiyet hükmü varsa hükmün açıklanması geriye bırakılamayacaktır.
Zararın Giderilmesi
Hükmün açıklanmasının geriye bırakılması için bir diğer şart, sanığın suç teşkil eden fiili neticesinde mağdur ya da kamunun uğradığı zararı gidermesi zorunludur. Sanığın gidermesi gereken zarar, maddi zarardır.
Tekrar Suç İşlenmeyeceğine Dair Mahkeme Kanaati
Hükmün açıklanmasının geriye bırakılması için sanığın tekrar suç işlemeyeceğine dair mahkemede kanaat oluşması gerekmektedir. Mahkeme, bu kanaate ulaşırken sanığın psikolojik durumunu, duruşmalardaki tutumunu göz önüne alacaktır.
Sanığın Onayı
Sanık hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasına muvafakat etmezse; mahkeme, bu kararı veremeyecektir.
HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASININ SONUÇLARI
Hükmün açıklanmasının geriye bırakılması ile sanık, 5 yıl süre ile denetime tabi tutulur. Bu süre, 18 yaşını doldurmamış çocuklarda 3 yıldır. Denetim süresi içerisinde mahkeme, sanık hakkında çeşitli yükümlülükler öngörebilir. Bu denetime uyan ve 5 yıl boyunca kasten bir suç işlemeyen sanık hakkında davanın düşmesi kararı verilir ve açıklanmayan hüküm ortadan kalkar. Yükümlülüklere uymayan ya da denetim süresi içerisinde kasten suç işleyen sanık hakkındaki hüküm açıklanır. Açıklanan hüküm, geri bırakılan hükmün aynısı olacaktır. Bu anlamda hükümdeki ceza ertelenemeyecek ya da seçenek yaptırımlara çevrilemeyecektir. Yine kişi hakkında verilen “hükmün açıklanmasının geriye bırakılması” kararı, adli sicilden farklı olarak başka bir sicile kaydedilecektir.
GÜVENLİK SORUŞTURMASI VE HAGB KARARI
HAGB kararı sonrasında sanık hakkında verilen hüküm açıklanmamış; yani hukuk dünyasında doğmamış ve muteber hale gelmemiştir. Süreç boyunca hüküm araftadır. Dolayısıyla kesinleşmiş bir mahkumiyet hükmü gibi hukuki anlamda sonuçlar doğurması mümkün değildir. Bu anlamda kişi hakkında güvenlik soruşturması yapılırken idari makamlar tarafından adeta kesinleşmiş bir mahkumiyet hükmü gibi değerlendirilmemesi gerekmektedir. Kaldı ki kişi hakkındaki HAGB kararı adli sicil ve arşiv kaydında da gözükmeyecektir. Yönetmelik hükümleri de incelendiğinde yapılacak olan araştırmanın HAGB kararlarının kaydedildiği kayıtları içermemektedir. Hal böyle iken atama işleminde kişi hakkında HAGB kararı verildiğinden bahisle menfi bir karar verilmesi, hukuka aykırıdır. Nitekim gerek ilk derece mahkemeleri gerekse de Danıştay tarafından bu yönde kararlar verilmektedir;
“Bu durumda; hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı karşısında, sözleşmeli zabıt katipliği sınavında başarılı olan davacının, 2802 sayılı Kanun’un Ek 1. maddesi ile Adalet Bakanlığı Memur Sınav, Atama ve Nakil Yönetmeliği’nin 6/19. maddesi uyarınca davalı idarece yapılan arşiv araştırmasının olumsuz olduğundan bahsedilemeyeceğinden, dava konusu arşiv araştırmasının olumsuz olduğundan bahisle atamasının onaylanmamasına ilişkin işlem ile bu işleme yaptığı itirazın reddine ilişkin işlemde hukuka uyarlık, aksi yönde verilen Mahkeme kararında da hukuki isabet bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın İdare Mahkemesine gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 22/10/2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.” (Danıştay 12. D. 2015/3186 E ve 2015/5513 K)